Bu tip insanımızın yaklaşık on beş yıl önceki versiyonu telefondan sevdiği insanı arayıp konseri dinletenidir. Bu davranışın altında yatan başlıca nedenlerden bazıları günümüz sosyal medya bağımlılığı ile yakından alakalıdır. Bu nedenler arasında çevresine nerde olduğunu, ne dinlediğini, ne yaptığını gösterme ihtiyacı başı çeker. Aşırı sevdiği şarkıcıyla olan kavuşmasını ölümsüzleştirme isteği, konserde geçirmiş olduğu vakitten, vermiş olduğu paradan maksimum verim alabilme isteği veya konseri daha sonra tekrar izleyebilmek (ki bu videolar genelde taş çatlasa bir kez izlenir) diğer sebepler arasındadır. Bu sebeplerin hepsi masum gibi görünse de hem sanatçı hem de diğer seyirciler çerçevesinden bakıldığında sinir bozucu bir hal alır. Hele de akustik bir konserse ve flaşlar açıldıysa… Geçmiş olsun, yine başkası adına utandınız.
Edindiğimiz görüşlere göre sahne alan sanatçılar da durumdan hiç hoşnut değiller. Konser samimi bir ortamda gerçekleşiyor ise şarkının belki de en güzel anında karşıdan yakılmış bir flaş oldukça tat kaçıran bir durumdur. Zaten sanatçının dinleyicisi ile göz teması kuranı makbuldür. Dinleyicisi ile değil de telefon kameralarıyla, telefon flaşlarıyla muhattap olmak zorunda kalan bir müzisyenin hali açıkçası içler acısıdır.

Bunun bi de hareketli, danslı, konserlerde çekim yapılan versiyonları mevcuttur ki bu en kötüsünün bir tık altında kötü bir davranıştır. Çünkü verilen emeğe değmez, ses ve görüntü kalitesi zaten düşük olacaktır. O halde çekilen bir videoda bu da başta saydığımız sebeplerin hiçbirini karşılamaz. Ne arkadaşınız izler o videoyu ne siz tekrar bakarsınız, telefonun hafızasında kaybolup gidecek bir video için verdiğiniz paraya yazık olur. Her şeyin ötesinde mükemmel bir video kaydetmiş olsanız bile çekim yaparken konser atmosferinden alacağınız hazzın mutlaka daha az olacağı kanaatindeyiz.
Bu tartışma, günümüz insanının her şeyi kaydetme ihtiyacı, sürekli fotoğraf çekme isteği ile paralel bir tartışmadır. ABD’deki Faifield Üniversitesi’nden Linda Henkel’in yaptığı araştırmaya göre, fotoğraflamanın ve videolamanın hatırlamak için izlenen en iyi yol olmayabileceği, mutlu anların her ayrıntısını belgeleme takıntısının, bunları hatırlama beceresine zarar vereceği ortaya çıkıyor. Yani siz o videoyu çektikten bi beş yıl sonra, konseri video çekmeden anı yaşayan arkadaşınıza göre çok daha az hatırlayacaksınız.
Uzun lafın kısası; siz o videoyu çekmediğinizde, o konseri kolay kolay unutmayacaksınız, verdiğiniz para boşa gitmeyecek ve daha az keyif almayacaksınız sevgili videoçekimseverler!